“Dingo’nun Ahırı” Deyiminin 1800’lerin İstanbul’una Dayanan İlginç Hikâyesi
Birçok deyim dilimizden düşmese de bazılarının hikâyesinin pek farkında olamayabiliyoruz. Kültürümüzle süre gelen bu sözlerin altından şaşırtıcı anlar da çıkabiliyor.
Fark ettiyseniz “Dingo’nun ahırı” olarak belirttik ve özel isim olarak kullandık ki bu kullanımı çok yaygın değil. Özel ismin sebebi ise Dingo adındaki bir Rum vatandaşının tabirimizin kahramanı olması.
1800’lerin İstanbul’una gidelim.
19. yüzyıl İstanbul’unda tramvayların henüz atlı olduğu dönemlerde Azapkapı-Ortaköy hattında 06.30 ila 19.20 saatleri arasında seferler düzenleniyordu. Taksim civarında, bugünün Fransız Konsolosluğunun yakınlarda ise Rum vatandaşı Dingo’nun ahırı bulunuyordu.
İçkiye düşkün, biraz da pervasız Dingo, ahırı terk eder ve kaosu da beraberinde getirirdi. Şoförlerin atlarını dinlendirmek için uğradığı ahır, şehrin kalabalık ve hareketli bir yerinde olduğu için sürekli girip çıkılan mekân hâline gelmişti.
Dingo’nun işinin başında durmaması dilimize yeni bir söz kazandırmış oldu.
Ahırın kapılarının sürekli açık olması, Dingo’nun gelen gideni organize etmemesi sebebiyle de işler düzensiz hâle geliyordu ve o günden sonra da kontrolsüz, kargaşa ve düzensiz yerler için “Dingo’nun ahırı” tabiri kullanılmaya başlandı.
Bu söz ile sadece dilimize renk katmakla kalmıyoruz aynı zamanda tarihimizin bir parçasını da yok etmemiş oluyoruz. Bundan sonra “Dingo’nun ahırı mı burası?” diye sitem ettiğinizde hikâyeyi en derinine kadar biliyor olacaksınız.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: